Çalışkanlık

Çalışkanlık nedir ya da ne olduğunu boşver kişi nasıl çalışkan olur? Birincisi kişinin bedenen hareketlenmesi gerekir. İkincisi kişinin boş şeylerle uğraşmayı bırakması gerekir. Üçüncüsü kişinin hiç durmaması gerekir. Tembellik bulaşıcı bir hastalık. Günlük rutin içerisine bir defa girdiğinde hemen diğer günlere de sıçrıyor. Onu oradan çıkarmak zor olabiliyor. Onun için tembellik yapmamak, araya boş gün almamak gerekiyor.

Continue reading

Süperkahramanlar Kooperatifi

Geçen gün trafikte sıkıcı bir radyo programı dinliyordum, bir beyefendi kooperatifçilikten ve ülkemizde gelişmemesinin nedenlerinden bahsediyordu. Kooperatif denince benim aklıma, hiçbir zaman bitmeyen site inşaatları, birilerinin paraları iç edip sıvıştığı organizasyonlar geliyor. Trafikte yapacak daha iyi bir seçeneğim olmadığı için programa biraz kulak kabarttım.

Continue reading

İşte sen busun!

Özçekim
Selfie çekince kendinizi görüyor musunuz?

Herhangi bir zaman diliminde gerçekten nasıl göründüğümüzün farkındamıyız? Muhterem bir arkadaşım var, zamanında hapse düşmüş. Bir defasında bana hapiste çektirdiği bir fotoğrafını gösterdi. Fotoğrafta gülümsüyor ama siz fotoğrafa baktığınızda zavallı bir adam görüyorsunuz, umutsuz, bitik bir genç. “Bu fotoğrafı çektirirken, çok mutlu olduğumu düşünüyordum, sonradan bakınca meğer ne kadar da sıkıntılıymışım.” diye anlatıyordu. Zaman zaman bu mevzuyu hatırlar düşünürüm. İnsan biraz uzaklaşıp kendini izlese dışardan nasıl göründüğünü farkedebilse hayatını çok farklı yaşayabilir ama bunu yap(a)mıyor. Çektikleri onca “selfie”ye rağmen insanlar nasıl göründüklerinin farkında bile değil.

Continue reading

Bir dal motivasyon alabilir miyim?

Bir dal motivasyon her derde deva!
Bir dal motivasyon her derde deva!

İnsan bir şeyleri yapmak için motive olmalı, kendini sürekli motive etmeye çalışmalı, aksi halde başarı nasıl gelir? Yanlış. Motivasyon üretimde kullanılan bir hammadde değildir. Motivasyon o kadar değerlendi ki adeta motivasyonsuz iş yapılmaz oldu, her türlü verim düşüklüğü, her türlü tembellik, her türlü plansızlık motivasyon yokluğuyla açıklanır oldu. Halbuki motivasyon olsa olsa katalizör olur, işin oluşunu hızlandıran bir etken olur. Continue reading

Innovators Dilemma

Book: Innovators Dilemma
Writer:  Clayton M. Christensen
Subject: The book investigates why great companies fails to adapt disruptive technologies.
My Rating:  4_star (4/5)

Very good book, reviews the subject objectively. Must read for managers. One thing I didn’t like is writer mostly focused on production industries. The ides are questionable when you apply to service or software industries. Lets look at important concepts of book:

Continue reading

Dijital Girişimcilik 101

Kitap: Dijital Girişimcilik 101
Yazar: Serkan Ünsal
Konu: Türkiye’de teknoloji girişimi yapmak için mutlaka bilmek gereken temel hususlar.
Benim Notum:  4_star (4/5)

Türkiye’de yapılacak bir teknoloji girişimi için giriş niteliğinde bir kitap. Genel kavramları anlatıyor ve endüstrinin genel görünümünü gösteriyor. Tecrübeli girişimciler için sıra dışı pek bir şey sunmamakla birlikte basit ve öz yapısıyla kolay okunuyor. Dolayısıyla bir göz atmakta fayda var.

dijital-girisimcilik-101
Kitaptan aldığım bazı notlar ve okuma esnasında aklıma gelen bir kaç fikir:

Continue reading

Static Blog

We are in 2015 but we still have problems with blogging, at least I have problems. What I am looking for:

  • Simple WYSIWYG editor to write posts
  • Simple GUI to manage current posts
  • Different themes to select or at least easily customize a theme
  • To get static html version of whole blog
  • Html version should work seamless in a simple server (no PHP, or database support required)
  • A bonus feature, automatically update web site when I change local version (auto export and deploy)

Continue reading

Papillon

Kitap: Papillon
Yazar:Henri Charrière
Konu:Yazarın biraz gerçek biraz kurgu hapisten kaçış öyküsü
Benim Notum: 3_star(3/5)


 

Bu kitaptan bende iki kopya var ve ikisi de 1970’lerde basılmış eski kitaplar. İlginç olansa ben bunların nasıl olup da benim kütüphaneme geldiğini bilmiyorum. Öğrencilik yıllarında, taşınma sırasında sahipsiz olan kitapları evlat edinmekle ilgili olabilir diye düşünüyorum. Her neyse, bu evlatlık kitaplar yıllardır kitaplıkta durmakta, okunmayı beklemekteydi. Bir fırsatını bulup bayram tatilinde kitabı okudum.

Otobiyografik bir roman olarak ortaya çıkan kelebek, inanılmaz denilebilecek bir serüveni edebi olmayan sıradan bir dil ile anlatıyor. Sürükleyici ve keyifli bir kitap. Ancak, biraz araştırınca kitabın gerçekten çok kurgu olduğunu görebiliyorsunuz. Bir roman olduğu için çok fazla çıkaracak ders yoktur ancak dikkatimi çeken bir kaç hususu belirtmek istiyorum.

 kelebek-kitap
Kişi kafasına bir şeyi koyup, onu takıntı haline getirdiğinde eninde sonunda ona ulaşıyor. Ancak bunun bir bedeli oluyor. Çoğu zaman da bu bedel çok ağır oluyor. Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmiyor. Eğer değecek bir durumsa arkasında durulabilir.
İkinci husus ise, dürüst bir şekilde durumunu söylemenin insanlar üzerinde pozitif bir etki bıraktığı. Belki dürüstlük ulaşmak istediğin hedefe ulaşmanı zorlaştırabilir, ama bir hayat pratiği olarak kesinlikle faydalıdır. Kişinin kendisine olan saygısını korumasını sağlıyor. Kitapta bu hususla ilgili en çok hoşuma giden şey, kelebek adıyla bilinen ana karakterin, diğer mahkumları da ilgilindiren bir olayla karşılaştığında diğer kişilere olayları aynen hiç değiştirmeden aktarıyor olması. Yine bununla ilişkili olarak, pozisyonunu açık ve net bir şekilde ifade ediyor, ne yapacağını ve ne yapmayacağını söylüyor ve daha sonra bu sözüne sadık kalıyor. Benim sözüne sadık kalma ya da dürüst olma ile ilgili bir problemim yok. Ancak net olma konusunda yeterince başarılı olduğumu düşünmüyorum. Bundan sonraki süreçte, ilişkilerimi çok daha net hale getirme gayretindeyim.

Outliers

Kitap: Outliers
Yazar: Malcolm Gladwell
Konu: Başarılı insanların başarılı olmasında gözden kaçan bazı etkenler olabilir mi? sorusunu cevaplamaya çalışıyor.
Benim Notum: 3_star(3/5)

Kitabın bölümleriyle ilgili yorumlarımı ayrıntılı olarak paylaştım. Kitap genel olarak hoş olmakla birlikte, biraz zorlama olmuş ve bence medya tarafından fazlaca abartılmış. Ben bu kitabı okuduktan sonra yazarın başka bir kitabını okuma isteği duymadım.outliers-cizginin-disindakiler

Giriş
Amerika’da İtalya’dan aynı köyden göçerek kırsal bir kesime yerleşmiş bir topluluk bulunuyor. Bu toplulukta kalp krizi, kanser gibi toplumda yaygın olan hastalıklar ciddi oranda düşük seyrediyor. Bunun sebebini araştıran araştırmacılar, topluluğun sosyal anlamda çok aktif olduğu, birbirine çok yardım ettiği, küçük bir köyde 30-40 tane sivil toplum kuruluşunun bulunduğunu, zenginin fakire yardım ettiğini görüyorlar. Bu da insanların sağlıklı olmasına sebebiyet veriyor.

Yorum: Ben buradan 2 şey çıkarıyorum. Birincisi insan sosyal bir varlık. Her ne olursa olsun, etrafındaki insanlarla iletişim halinde olmalı ve bu iletişim güzel bir iletişim olmalı. Yalnızlığa iten bütün güncel eğilimlere rağmen, kendisine sağlıklı bir çevre kurmalı. İkincisi de psikolojinin insan bedenine ne kadar etki ettiği. Eğer psikolojik olarak sağlam insanlar çok daha sağlıklı oluyorsa, moral ve motivasyonu yüksek tutmalı, hayata pozitif bakmalı.

Birinci Bölüm

Başarılı insanlar bizim düşündüğümüz sebeplerle başarılı olmuyor olabilirler mesela Kanada buz hokeyi takımı oyuncularına baktığımız zaman birçoğunun ocak şubat ve mart aylarında doğduğunu görüyoruz. Takım seçimleri çoğunlukla ocak ayında yapılıyor dolayısıyla ocak ayında doğmuş olan çocuklar sonraki aylarda doğmuş olan çocuklardan fiziksel olarak daha büyük olduğu için ciddi bir avantaj elde ediyorlar. Küçük yaşlarda büyük olmak ciddi bir avantaj sonra bu avantajı üst üste eklenerek en nihayetinde bu çocukların başarılı olmasına sebebiyet veriyor,

İkinci Bölüm
10 Bin Saat Kuralı. Başarılı olan kişiler bu alanlarda yaklaşık 10.000 saat pratik yapmışlardır. Başarılı olmak istiyorsan çok fazla pratik yapmalısın. Mozarttan Bill Gates’e kadar bu böyledir.
Üçüncü ve Dördüncü Bölüm

1920 lerde dahi çocuklara kafayı takmış bir adam var bu adam tüm Amerika’nın bütün neredeyse okulları okulları geziyor uygulayarak dahi olan çocukları seçiyor. Sonra bunları takip ediyor, bunların Amerika’nın geleceğini şekillendirecek inandığı için bunları kolluyor başarılı olması için çaba sarf ediyor ama maalesef bu çocuklar çoğunlukla sıradan insanlar oluyorlar. Aralarında bazıları öne çıkıyor ama bunlar azınlıkta kalıyor. Buradaki kritik nokta, zekanın bir yerden sonra çok fazla işe yaramıyor olması. Daha doğrusu analitik zekanın bir noktadan sonra çok işe yaramıyor oluşu. İnsanları analitik zekaları açısında düşük, orta ve yüksek zekalı diye 3 gruba ayırabiliriz. Eğer kişi yüksek zekalı grubuna giriyorsa, zekasının çok çok yüksek olmasının günlük hayatında pek bir etkisi olmuyor. Burada pratik zeka devreye giriyor. Bu da kesinlikle öğrenilen bir şey. Bunun için de aile çok önemli. Kişi ailesinden hayattaki engelleri aşmak için yapması gereken pratik hareketleri öğrendiyse bu onu diğerlerinin çok önüne taşıyor. Bununla ilgili bir çok istatistiki bilgi kitapta mevcut. Mesela nobel kazanlara baktığımızda çok iyi üniversiteler bulunmakla beraber, iyi sayılabilecek üniversitelerden de bir çok nobel var.

 
Beşinci Bölüm
İnsanların başarılarında, kendi gayretinin yanı sıra, doğduğu zaman, yer, ailesi, ırkı, babasının mesleği gibi bir çok unsur önem kazanır. Bunlar birarada çalışarak kişiyi başarıya taşır.
Yorum: Aslında tüm kitap bu argüman üzerine bina edilmiş durumda. Ancak ben buna pek katılmıyorum. Başarılı olan insanların hepsine baktığınızda bu şans faktörlerinin birden fazla kez devreye girdiğini görürsünüz. Ancak, aynı şans faktörlerinin sunulduğu başka kişiler başarılı olamamışlardır.
Altıncı Bölüm
İnsanların kültürel mirası, yüzyıllar geçse de unutulmaz. Senin sahip olduğun bir takım özellikler aslında yüzyıllar öncesinden kalmış olabilir.
Yedinci Bölüm
Amerikalıların ve Kore gibi diğer milletlerin kültürlerinde barındırdıkları güç ilişkisi endeksi arasındaki farklılık, farklı meslek ve alanlarda farklı sonuçlar doğmasına sebebiyet veriyor. Mesela pilotlar birbirine karşı net ve uyarıcı olmadığı için uçak kazaları olabiliyor.
Sekizinci Bölüm
Çinliler, prinç ektikleri için çok çalışmaya değer veriyorlar. Atasözleri çok çalışmayı yüceltiyor. Karışık hesaplar yapıyorlar. Dilleri matematiksel. Tüm bunlar bir araya gelince, Çinlilerin matematikte neden batı toplumlarından daha yüksek skor aldıkları ortaya çıkıyor. Ayrıca yine uluslararası yapılan bir matematik olimpiyatı öncesinde, katılımcılara 120 soruluk çok ayrıntılı bir anket yapılıyor. Aileleri, gelir düzeyleri vs. ile ilgili çok ayrıntılı ve sıkıcı bir anket. Sonrasında bu ankette ne kadar çok soruyu cevapladıysan, matematik sınavında da o kadar başarılı olduğun ortaya çıkıyor. Hatta bu bir korelasyon bile değil, birebir örtüşüyor. Sonuna kadar dolduran çocuklar, matematiğe de çok çalışmış oluyorlar ve dolayısıyla sınavdan da başarılı oluyorlar.
 
Dokuzuncu Bölüm
KIPP adlı yeni nesil Amerikan devlet okullarını anlatan bu bölümde özetle, çocukların başarılı olmak için daha fazla süre okulda kalmaları gerektiği anlatılıyor. Aslında problem okulda verilen eğitim değil, zengin ailelerin çocuklarının okul dışında da ve yazın da eğitim alıyor olması. Eğer sizin de çocuğunuz bu şekilde çok yoğun çalışırsa o da başarılı oluyor. Ama tabi bunun karşılığında çocukluğundan büyük ölçüde vazgeçiyor.
Sonuç
Esasen kitap, başarı denilen şeyin mucizeden daha çok, senin dışındaki bir takım faktörlere bağlı olduğunu bundan sonra da çalışmaya bağlı olduğunu iddia ediyor. Belli açılardan doğru ancak bence, kişi dışındaki faktörleri fazla gündeme almış. Elbette kişinin bulunduğu dönem, yer, ırk, aile gibi özelliklerinin birbiriyle ve kişiyle ilişkisi son derece önemlidir ancak, bir noktada eldekini kullanarak kişinin bir şeyler üretmesi gerekiyor. Mücadeleyi bırakmaması gerekiyor. Yaşadığı dünyayı anlaması, anlamlandırması, çözmesi ve ona göre hareket etmesi gerekiyor. Aksi takdirde kaderci bir durumla karşı karşıya kalır. Dolayısıyla, kitapta geçen Çinli atasözü son derece önemi, eğer yılın 300 günü güneş doğmadan işine gidersen, zengin olursun. Bu iş böyledir. Çok çalışana Allah verir.

Rediska Instance Problem

I am building a task module, to do time consuming jobs in background. A worker instance is constantly pooling redis db for a new task. However after first connection, somehow rediska (a php redis client) closes connection, and when I make query to db, it automatically creates a new connection using default settings. At this point new connection is not using the settings in the configuration. It is using hard coded default values. I don’t know why it is doing this but here is the solution.

Whenever you use a rediska key, explicitly tell the instance name you want to use.
$option = array("rediska"=>"use_this_instance_name");
$pointer = new Rediska_Key("job:$index:pointer",$option);

To define aforementioned rediska instance:

$options = array (
                    'addToManager' => true,
                    'name'         => "use_this_instance_name",
                    'namespace'    => '',
                    'servers'      => array(
                        array(
                            'host'   => Rediska_Connection::DEFAULT_HOST,
                            'port'   => Rediska_Connection::DEFAULT_PORT,
                            'weight' => Rediska_Connection::DEFAULT_WEIGHT,
                            'db'=>2,
                            'persistent'=>TRUE,
                            'timeout'=>0
                            
                        )
                    )  
                );
$redis = new Rediska($options);