Ekmek aslanın neresinde?
Ne zaman bir kaç vatandaş bir araya gelip ekonomi muhabbeti yapsa söz dönüp dolaşıp bu aslan meselesine geliyor. “Ekmek aslanın ağzında!”. Sonra bir diğeri hemen ekliyor; “artık boğazında!”. “Ne boğazı kardeşim artık midesinde!” …
Bu şekilde ekmeğin aslanın sindirim sistemindeki uğrak yerleri tek tek sayılıyor. Bana göre bu bizim insanımızın sahip olduğu kültürel bir yanılsamayı gösteriyor. Dışarlarda bir yerde hazır bir ekmek var, mesele onu almak. Kafa sürekli olarak ekmeği nasıl alacağımız üzerine çalışıyor. O nedenle etrafta hep birbirinin ağzından ekmek almaya çalışan ve ağzındaki ekmeği kaptırmamaya çalışan adamlar görüyoruz.
Halbuki gerçekte aslan ekmek yemez. Aslanın ağzından alınmaya çalışılan bir ekmek ancak aslanın işine yarayacak bir durumla noktalanacaktır. Gerçekte ekmeği yapmak lazım. Ekmeği üretmek lazım. İşte burada bir sıkıntı var. Bizler bir şeyleri üretmek değil almak hesabı yapıyoruz. Bu kanıksanmış bir durum. Yanlış anlaşılmasın bunun sadece bizim kültürümüze has olduğunu iddia etmiyorum. Mesele bir kültür eleştirisi değil.
Bir şekilde bizler çocuklarımıza, etrafımızdakilere artık ekmeği üretmemiz gerektiğini ve bunun çok da zor olmadığını göstermemiz gerekiyor. Elbette ekmeği üretmek kolay değil ama aslanın ağzından (olmayan) ekmeği almaktan daha kolay.
Üretim tüketim meselesi bir takım yerel kalıpyargılarla açıklanamayacak kadar küresel bir konu. Bunun farkındayım. Ancak bu tür kalıpyargıların farkına varmadan bizleri nasıl kalıba soktuklarını da bilmek lazım.