Kontak Kapatmak
Bazı yollar vardır hafif eğimli. Öyle ki, arabayı viteste tutarsan motor freni nedeniyle araba durur. İlla ki biraz gaza basman gerekir. Böyle yollarda ben biraz daha radikal bir yaklaşımla arabayı boşa alıp kontağı kapatırım. Müthiş bir sakinlik ve dinginlik verir. Yavaş ama usuldan ilerler araba. Bir iki defa frene dokunursun, fren şişmeye başlar, biraz heyecan duyarsın ama çok az. Bisiklette el bırakmak gibi bir şeydir. Hafif rüzgar ve teker sesinden başka bir ses yoktur (ODTÜ’de var bu yollardan). Sanki zamandan çalmış gibi hissederim kendimi. Teleportasyon gibidir. Gözü kapatıp açma anı gibidir. Felekten an çalmaktır.
Boşa Almak
Kıvrıla kıvrıla uzun ve zorlu bir yokuşu çıktıktan sonra boşa almak bahsettiğim. Bu daha hızlıdır, daha tehlikelidir. Belli bir çaba ile çıktığın, zaten gideceğin bir yolu biraz daha hızlı, biraz daha güvensiz, biraz daha boşvermiş inmek bahsettiğim.
Ya Hayat?
Peki kafayı boşa almak mümkün müdür? Eninde sonunda yaşayacağın zamanı boşta geçmek… Kafa tasının içindeki CPU’yu rölantiye alıp, gözü kapatmak, düzlükte uyandırmak üzere kalbi kış uykusuna yatırmak mümkün müdür? Peki ya kontak kapatmak. Kafadan kontak denilen bu mudur acaba? Hayatta enerji tüketen her şeye “boş ol” diyebilmek mümkün müdür?
Her şeye boş ol diyerek boşa alsan kafayı, kapatabilsen kontağı en fazla n’olur?
En fazla frenin patlar…