Zamanın birinde bataklığa düşmüş biriyle karşılaştım. Perişan bir durumdaydı, çırpındıkça batıyordu, artık kıpırdayamaz hale gelmişti. Tabi onu o halde görünce hemen yardıma koştum. Arkasında görece sert bir toprak vardı, “oraya doğru hareket et, oradan çıkabilirsin,” dedim ama adam bana inanmıyordu. Bir dal parçası buldum adama doğru uzattım. Elinin yetişmeyeceğini düşündüğünden olsa gerek elini uzatmaya çalışmadı. Dal parçasını adama biraz daha yaklaştırmak için çamurun içine daldım, dal parçası iyice yaklaşmıştı ama yine de adam elini uzatmaya çekiniyordu. Bu arada üstüm başım berbat olmuştu, hatta bir ara neredeyse ben de bataklığa düşecektim. Çamurdan çıkıp sağa sola koşturmaya başladım. Adamı kurtaracak bir şey arıyordum. Biraz sonra bir ip buldum, dalın ucuna bağlayıp adamın eline doğru attım. İp elinin üzerine düştü. “Tut çekiyorum,” dedim ama adam bana kızmaya başladı. “Bana akıl verme kardeşim, atacaksan yiyecek bir şeyler at, yoksa da git işine,” diye çıkıştı. Ne olduğunu anlayamamıştım. Adam bataklığın ortasındaydı ama bataklıktan çıkmak gibi bir derdi yoktu. Benden karnını doyurmak için yardım istiyordu. Adamla biraz daha konuştuktan sonra adamı kurtarmak için kendimi paralamakla hata ettiğimi anladım. Bataklıktan çıkmak için benim yardımımı istemiyor, belki de bataklıkta olduğunu bile kabul etmiyordu. Üstelik yardım etmeye çalıştığım için bana kızıyordu. Bu adam için neredeyse ben de bataklığa düşecektim. Bundan sonra bataklıkta olup da kurtulmak için yardım istemeyen birisine asla yardım etmemeye karar verdim.
Gel zaman git zaman yine bataklıkta olan birisiyle karşılaştım. Bu defa biraz temkinli yaklaştım ama bu adam yalvarıyordu. “Ne olursun beni kurtar, ölmek üzereyim, ne yap ne et beni kurtar.” Tamam dedim, bu adam için uğraşmaya, kirlenmeye, belki de hayatını risk etmeye değer. Hemen adamı kurtarmanın yollarını aramaya koyuldum.
–“Kardeşim şu tarafa doğru gitmeye çalışsan belki oradan çıkarsın ben de yardım ederim,” dedim.
-“Orası çok tehlikeli iyice batarım,” dedi.
-“Tamam o zaman şimdi sana bir dal parçası uzatacağım unu tut.”
-“Dalı tutamam yarı yolda kırılırsa iyice batarım.”
-“Peki o zaman sağlam bir ip bulup atacağım seni çekerim.”
-“İp elimi ağrıtır sen buraya gelsen beni sırtına alsan, dışarı çıkarsan olmaz mı?”
-“Maalesef kardeşim, üstüm pis olur,” dedim ve oradan uzaklaştım.
Bataklığa düşen, yardım isteyen ama kurtulmak için çabalamayana da yardım etmemeye karar verdim.
Artık bataklığa düşen, yardım isteyen ve kurtulmak için gayret edene yardım ediyorum. Onlar için kirlenmeye değer. Geriye kalanlar mı, onlara selam deyip geçiyorum.
One thought on “Bataklık”